İNSAN İLİŞKİLERİNİ “AKORT ETMEK”

Çağımız yönetiminde ‘insan’ önem kazanmış ve yönetim insancıllaşmıştır. Artık, işletmelerde, insanın insan yönü elde edilerek çalışmaya yönlendirilmesi ve verimli olması istenilmektedir. Yönetici/üst, alt kademedeki personelle bütünleşmekte ve özdeşleşmektedir: onlarla aynı elbiseyi giymekte, aynı bareti takmakta, aynı yemekhanede aynı yemeği yemekte, aynı araçla seyahat etmekte; personeline adıyla hitap etmekte, ceketsiz görüşmekte, birlikte çay içmekte, samimi ilişkilere girmektedir. Artık, yönetimde katı kurallar ve kalıplar yerine, ortak amaçlar ve ortak kurallar gelişmektedir. Yöneticiler ya da üstler artık fildişi kulelerde oturan, sadece emir veren, her şeyi denetleyen erişilmez kişiler değildir. Yönetici ya da üstler artık, işçiyle astlarıyla oturup konuşan insandır. Alt kademeye inen, işbaşında onu yönlendiren ve iş görenle direkt görüşen insandır. Artık, yönetimde verimliliği sağlayan etki, sadece fazla para verilmesi veya fiziki şartların iyileştirilmesi değil, çalışanlara gösterilen yakın ilgi ve özendir. Devamı



İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ DEYİNCE…

Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş, yaşamın bir çok boyutunda olduğu gibi, iş hayatında da ürün ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve bakım yöntemlerini etkilemektedir. İş hayatında meydana gelen bu gelişmeler, insan kaynaklarında aranılan nitelikleri de büyük ölçüde etkilemektedir. Seri üretime dayalı geleneksel endüstriyel işletmelerde çalışan ve dar bir alanda eğitilen, tekrara dayalı işleri yapan, verilen talimatlar çerçevesinde hareket eden işgücü, çevik şirketler için yeterli olmamaktadır. Bazı yönetim otoritelerine göre de, üçüncü bin yılda ayakta kalabilecek şirketlerin rakiplerinden daha hızlı ve daha etkin öğrenen organizasyonlarının olacağı ileri sürülmektedir. Sürekli değişen dünyada ve giderek artan rekabet ortamında, müşteri oluşturabilmek, endüstri standartlarını belirleyebilmek, etkin organizasyonel yapıya ulaşmak, küresel rekabet gücünü artırmak, uygarlığa katkıda bulunabilen bir organizasyona dönüşmek gibi amaçları başarabilmek için klasik eğitim ve yönetim reçeteleri yetersiz kalmakta, daha ileri düzeyde bir anlayışa ihtiyaç duyulmaktadır. Hatta, öğrenen organizasyonların ötesinde gülen organizasyonların stratejik bir önem kazanacağı ileri sürülmektedir. Devamı

istek, görüş ve önerileriniz için