Değerli Dostum ve Meslektaşım Prof. Dr. İsmail Üstel’in “Sümüklü Böcek Olmak İstiyorum” isimli makalesini okurken; aslında, görüntüsü itibariyle çok sevimli görünmese de “iz” bırakan bu hayvan, geçmişe sürükledi beni.
Çocukluğumun “Delikli Harım”ında ya da “Hacı Osman’nın Kavaklığı”nda Taşpazarlı çocuklarla sepet sepet “fişgene” toplayıp okul harçlığımızı çıkardığımız günleri anımsadım.
“Nereden çıktı şimdi durup dururken, böyle soru sormak?” diyorsanız, sizinle bir gezinti yapalım bu böceğin yaşam dünyasına…
Prof. Dr. İsmail Üstel’in anlatımlarıyla bir ders var alınacak sümüklü böcekten:
Bildiğiniz gibi, yöresel dilimizle “fişgene” dediğimiz salyangoz yol alırken ardında “karakteristik bir iz” bırakıyor.
Doğru, bu iz insana hiç de sevimli olmayan bir şeyler çağrıştırıyor.
Bununla birlikte; yol alırken ardında iz bırakmayan insanları, kurumları ve toplumları düşününce, bu böcek gözümde değer kazanıyor diyor, Sevgili Üstel Hoca.
Aynen, arkasında iz bırakan insanların, kurumların ve toplumların gözümüzde yüceldiği gibi…
Aksaray Milletvekili, Valisi, Belediye Başkanı, bir kurumun yöneticisi ya da bir meslek odası başkanı ya da bir sivil toplum kuruluşunun başkanı olarak böylesine iz bırakacak bir çok adım atabiliriz çok çeşitli alanlarda, bir çok proje geliştirebiliriz, Aksaray’a değer katan…
Yapıcı ve kalıcı bir iz bırakacak olursak, bakın neler olabilecektir:
Bu fani dünyadan ayrıldıktan sonra yıllar çok yıllar sonra bile; bıraktığımız izden etkilenenler, o izden esinlenenler olabilecektir. “Bu gök kubbede hoş bir seda bırakmak” gibi bir şey bu.
Aslında, insan olarak, beynimizi ve yüreğimizi işe koşarak sümüklü böcekten çok daha anlamlı, çok daha hayırlı ve derin iz bırakabiliriz değil mi?
Yeter ki, bunun bilincine varalım, yeter ki varlık gerekçemizin farkında olalım.
Kalınız sağlıcakla muhabbetle…
Dr. Mahmut Naci ÇUHACI